1 Aralık 2009 Salı

kaderin böyle yol belli eğ başını usul usul yürü şimdi

Bir söyleşisinde Demirkubuz aynen şöyle söylemişti;”Aslında bütün filmlerimin adı kader olabilir”.Çok haklı olduğunu söylemeliyim.Kaderin şekillendirdiği hayatlar bu filmde kader işte,kaderi buymuş dedirtiyor insana.Yoksa Uğur’un sonunu bile bile Zagor’un peşinden Anadolu’yu köşe bucak gezmesi,Bekir’in Uğur’un peşinden oradan oraya sürüklenmesi başka nasıl açıklanabilir ki.Hayatta bazı insanlar için oldukça fazla gibi görünen bir çok şeye sahip olmamız bunları bir çırpıda gözden çıkarabilecek kadar aşıksanız hiçte vazgeçilmez değildir.Bir çok sahnede aşk böyle bir şey galiba insana yaptıramayacağı şey yok diyesi geliyor insanın.Seni terk eden herkes her zaman yanında kendilerinden bir parça bırakır mı sorusuna koşulsuz bir evet cevabını beraberinde getiriyor film.Oyunculuk Demirkubuz filmografisinden alışık olduğumuz üzere inanılmaz.Bekir ve Uğur’un performansları göz kamaştırıcı.Sinop genelevindeki tartışma sahnesi ve filmin finalindeki masa başı sohbeti etkileyici.Dikkat edilmesi gereken Bekir’in filmin başlangıcındaki haliyle filmin sonundaki haline bakarak geçirdiği müthiş değişimin filme kattığı ruh ve hava.Mekanlar çok iyi seçilmiş.Böylesi bir hikaye sanki Basmahane’de (İzmir) yaşanmış bir çok yaşama ithafen yazılmış gibi.Türk sinemasında kilometre taşı olabilecek bir film.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder