17 Şubat 2010 Çarşamba

Koro

Küçüklerin dünyası her daim hepimiz için şaşırtıcı ve bir o kadar da öğretici yaşanmışlıklar barındırır içerisinde.Hal böyle olunca sinemanın böylesine bereketli toprakları işlememesi elbette düşünülemez.Hikayemiz Fransa’da yatılı bir okulda geçmektedir.Okul ki ne okul,hani şu hepimizin bildiği papaz okulları vardır ya,hani çocukken o kadar çok kötü anınız olur ki bu sizin ömür boyu hastalıklı bir yaşam sürmenize yeter de artar, onu bile aratan cinsten yer yer.İşsiz olan müzik öğretmeni Clement Mathieu okula gözetmen olarak atanır.Problemli öğrencilerin eğitim gördüğü bu okulda asayiş baskıcı ve despot okul müdürü Rachin tarafından sağlanmaktadır.Nasıl mı?Bunu bilmek için öğretmen olmaya gerek yok.Çok alışıldık bir biçimde.Etki tepkiyi doğurur.Eğer ortada bir suç veya kabahat varsa bu en ağır biçimde cezalandırılmalıdır.Bunun neden olduğu ya da bir daha olmaması için ne yapılması gerektiği hiç mi hiç önemli değildir.Zaten her biri problemlerle boğuşan bu çocukların böylesi bir ortamda sorunsuz bir şekilde eğitim görmeleri elbette düşünülemez,üstelik böylesi bir eğitim kadrosuyla.Hal böyle olunca çocukların bu okulda öğrendikleri yegane şey nefret,kin ve sevgisizlik oluyor.Ta ki bay Clement okula gelene dek.Neyse ki bay Clement diğerleri gibi “kör” değildir.Öğrencileri bir süre tanıdıktan sonra onlara kendilerini mutlu hissedecekleri,hem kendilerinin hem de arkadaşlarının varlıklarını bütünleyecekleri bir müzik korosu kurmak için kolları sıvar.Öğrenciler ses tonlarına göre tek tek gruplandırılır.Kısa süre sonra çalışmalar başlar.Umulmadık derecede sahiplenir öğrenciler koroyu.Severek şarkı söyledikleri, yaşadıkları bu sefil ve sevgisiz hayatta müziği bir kaçış olarak gördükleri her hallerinden bellidir.Ha çürük elmalar yok mudur.Vardır elbet.Sanırım bunların elenmesi tüm topluluk adına en doğru olanı.Filmimizdeki bütün çocuklar filmi özel bir film haline getirme konusunda çok büyük katkılar sunmaktalar.Ama filmde Pierre ismiyle yer alan Jean Babtiste Maunier’e ayrı bir parantez açmak gerek.Pierre in filme sesiyle kattığı renk oldukça iyi.Hatta okula destek olan yardımsever okul annesine verilen konser sırasında bu doruğa çıkıyor.Bu sese kayıtsız kalmak gerçekten zor.Cennette bir müzik çalınıyor olsa herhalde buna benzer bir şey olur diye düşünmekten alamadım kendimi.Her şey oldukça güzel giderken günün birinde bay Clement çocukları müdürden habersiz gezmeye götürür.Tesadüf bu ya tamda o sırada okulun bir kısmında yangın çıkar.Bu yaşananlar bay Clement’in eğitim sistemini pek onaylamayan ve onu kurdukları küçük dünyalarına karşı bir tehdit unsuru olarak gören müdür ve tayfasına koz olur.Okuldan ilişiğinin kesilmesi pek uzun sürmez.Bay Clement’in okuldan ayrılması sırasında çocukların onu uğurlamaları gerçekten yürekleri okşuyor.Çocukça.Final sahnesi ekilen ekinlerin başak verdiğinin en güzel göstergesidir. Hasat zamanı yakındır.Yüzlerini güneşe dönmüş başaklar rüzgara karşı başları dik salınmaktadırlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder